15 Ağustos 2011 Pazartesi

Almanya/Seibert: Yarınki zirvenin gündeminde eurobond yok


Berlin Hükümeti Sözcüsü Steffen Seibert, yarın yapılacak Sarkozy-Merkel zirvesinden eurobond kararı çıkmayacağını söyledi

Almanya/Seibert: Yarınki zirvenin gündeminde eurobond yok
Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in yarın bir araya gelmesi beklenen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile görüşmesinde Euro Bölgesi'nin ortak tahvil satışını gündeme getirmeyeceğini belirtti.

Seibert düzenlediği basın toplantısında, yarın yapılması öngörülen Sarkozy-Merkel görüşmesinde, Euro Bölgesi ülkelerinin ortak tahvil çıkarması konusunun ele almayacağını dile getirerek, Almanya'nın bu fikre karşı olduğunu savundu ve konunun ancak Sarkozy'nın gündeme getirmesi durumunda görüşüleceğini ifade etti.

Siebert, ''Alman hükümeti, Euro Bölgesi'nin ortak tahvil satışının mantıklı olmadığına dair çok sayıda gerekçesi bulunuyor ve bu nedenle bu konu yarınki toplantıda yer almayacak'' dedi.

Euro Bölgesi'nin ortak bir para politikası olduğuna ancak bölgeye üye her ülkenin farklı faiz oranları ve ayrı ayrı mali politikaları bulunduğuna dikkat çeken Seibert, bu nedenle eurobondun bir seçenek olmadığını savundu.

Yarın Paris'te yapılması öngörülen Sarkozy-Merkel görüşmesinde Euro Bölgesi'nin yönetim konusunun ele alınacağı tahmin ediliyor.

Euro Kapital hisseleri Borsa'da


Euro Kapital'in İMKB'de halka arz edilen hisse senetleri Kurumsal Ürünler Pazarı'nda işlem görmeye başladı

Euro Kapital hisseleri Borsa'da
Euro Kapital Yatırım Ortaklığı A.Ş.'nin İMKB Birincil Piyasa'da halka arz edilen 14 milyon 52 bin 601 lira nominal değerli hisse senetleri İMKB Kurumsal Ürünler Pazarı'nda işlem görmeye başladı.

Borsamız Yönetim Kurulu'nun aldığı karar uyarınca, Euro Kapital Yatırım Ortaklığı'nın 27-28-29 Temmuz 2011 tarihlerinde İMKB Birincil Piyasa'da halka arz edilmiş olan 14 milyon 52 bin 601 lira nominal değerli hisse senetleri, ''EUKYO.E'' kodu ile 1,00 lira baz fiyattan Borsamız Kurumsal Ürünler Pazarı'nda işleme açıldı.

Hisse senetlerinin işlem sırasına gönderilecek emirlerde maksimum lot miktarı 10 bin adet olarak uygulanıyor.

Euro Kapital Yatırım Ortaklığı hisselerinin halka arzında, 361 yerli gerçek kişi yatırımcı, 6 tüzel kişi yatırımcı, 2 gerçek yabancı yatırımcı ve 1 tüzel yabancı yatırımcı toplam 14 milyon 52 bin 601 lira nominal değerli payın alımını gerçekleştirmişti.

İMKB'nin Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan yeni açılan pazar duyurusunda, Euro Kapital Yatırım Ortaklığı'nın sermayesi 20 milyon lira, halka açıklık oranı yüzde 70,26, hissenin baz fiyat 1,00, lira ve fiyat marjı 0,90/1,10 lira olarak gösterildi. 

Hisse senetleri seansın açılışından itibaren 0,93/1,10 lira aralığında işlem görüyor.

IMF Eylül ayında Türkiye'ye gelecek


IMF Türkiye masası heyeti, ''Program Sonrası İzleme'' çalışmaları için gelecek ay Türkiye'ye gelecek


IMF Eylül ayında Türkiye'ye gelecek
Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye masası heyeti, ''Program Sonrası İzleme'' çalışmaları için gelecek ay Türkiye'ye gelecek.

A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, IMF heyeti, özel sektör ve ekonomi kurumlarını ziyaret ederek son ekonomik gelişmeler konusunda görüş ve resmi verileri toplayacak.

Son küresel gelişmeler ışığında Türkiye ekonomisini değerlendirecek olan IMF heyeti, yaklaşık iki hafta sürecek olan çalışmasında, en son geçen yıl Aralık ayında yapmış olduğu 2011 yılına ilişkin makro ekonomik tahminlerini güncelleyerek, 2012 yılına ilişkin tahmin çalışmaları yapacak.

Heyet, Washington'a dönüşünün ardından, son gelişmeler ve görünüm, politika değerlendirmesi ve tavsiyeler, maliye politikası, para politikası, finansal politikalar, yapısal politikalar başlıkları altında bir değerlendirme raporu yayımlayacak.



-PROGRAM SONRASI DEĞERLENDİRME-İZLEME-


Türkiye gibi, kotasının yüzde 200'ünü aşan ülkeler için eğer herhangi bir başka IMF anlaşması yoksa Program Sonrası Değerlendirme-İzleme (PPM) sistemi mutlaka gerçekleştiriliyor.

Üye ülkenin aldığı kredi miktarının yüzde 200'ün altına inmesi halinde ise Program Sonrası İzleme otomatik olarak sona eriyor. Fon heyeti, PPM ile stand-by gibi bir düzenlemenin sona ermesinin ardından, krediyi alan ülkenin krediyi geri ödeyebilme gücünü kontrol ediyor.

IMF heyeti, kredi borcu tamamıyla ödenene kadar her altı ayda bir ilgili ülkeye gelirken, bir yıl içindeki ikinci ziyaretini ise 4. madde konsültasyon çalışmalarıyla paralel olarak yürütüyor.

Fon heyeti, PPM çerçevesinde, Türkiye'ye gelerek, çalışmalar yapacak ve Türkiye ekonomisine ilişkin raporlar düzenleyecek. Bu raporlar, uluslararası yatırımcılar ve finans kuruluşları tarafından takip edilecek ve Türkiye'nin uyguladığı ekonomik programın kredibilitesi açısından önem taşıyacak.

IMF'nin üyelerinin ekonomi politikalarında yol gösterici olmak ve uluslararası finansal sistem üzerindeki gözetim görevini yerine getirmek amacıyla, her bir üye ülkenin ekonomik gelişmelerine ilişkin olarak yaptığı ayrıntılı gözden geçirme çalışmalarına ise ''4. Madde Konsültasyon Çalışmaları'' deniyor.

PPM çerçevesinde, IMF uzmanlarından oluşan bir heyet ekonomik verileri toplamak ve ülkenin ekonomi politikaları hakkında hükümet ve Merkez Bankası yetkilileriyle görüşmelerde bulunmak üzere üye ülkeyi ziyaret ediyor. Heyet, ülkenin makro ekonomik politikalarını gözden geçirmekte ve finansal sistemin sağlamlığına ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.

4. madde görüşmelerinde, tüm üye ülkelerin IMF Ana Sözleşmesi gereğince her yıl gerçekleştirmesi gereken bir konsültasyon mekanizması ve bu görüşmeler kapsamında ülkelerin maliye ve para politikaları ele alınırken, dış denge ve kamu borç gelişmeleri ile uygulanan politikaların büyüme ve ödemeler dengesi üzerindeki etkilerinin değerlendiriliyor.


-IMF'YE BORÇLAR BİTİNCEYE KADAR İZLEME DEVAM EDECEK-


Fon heyeti, PPM çerçevesinde, Türkiye'nin Fon'a olan borcunun tamamıyla ödeneceği 2013 yılına kadar, her altı ayda bir gelmeye devam edecek.

Türkiye'nin IMF'den kullandığı kredilere ilişkin borç stoku, halen 4,8 milyar dolar düzeyinde iken bu yıl sonu itibarıyla 4,5 milyar doların altına gerileyecek ve IMF'ye kalan borçlar 2013 yılının ilk yarısı sonunda tamamen ödenmiş olacak.

ÇOK ŞIMARTILDIK, ARTIK KOLLAMAYIN


Dünyanın üçüncü zengini ABD'li Warren Buffett, "Ben ve arkadaşlarım yeterince şımartıldık. ABD Kongresi süper zenginleri kollamaktan vazgeçmeli" dedi.
 
NTVMSNBC'nin haberine göre, Milyarder işadamı Warren Buffett, ABD'nin bütçe açığı sorununu çözmek için Kongre'yi ülkenin süper zengin kesimine yönelik vergileri artırmaya çağırdı ve böyle bir adımın yatırımlara zarar vermeyeceğini söyledi. 
 
Buffett, New York Times gazetesine yazdığı bir makalede, "Ben ve arkadaşlarım, milyarder dostu Kongre tarafından bugüne kadar yeterince şımartıldık. Hükümetin artık fedakarlığın herkesçe paylaşılması konusunda ciddi girişimler yapmasının zamandır" dedi. 
 
Forbes'a göre 50 milyar dolarlık servetiyle dünyanın üçüncü zengini ve Berkshire Hathaway şirketinin başkanı olan 80 yaşındaki Buffett, geçen yıl ödediği verginin 6.9 milyar dolar olduğunu söyledi. 
 
Buffett, "Bu büyük para gibi görünüyor Ama ödediğim vergi benim vergiye tabi gelirimin sadece yüzde 17.4'üydü. Ki, bu da bizim şirkette çalışan 20 kişinin her birinin ödediği vergiden daha düşük bir oran. Onların vergi yükü yüzde 33 ile yüzde 41 arasında değişiyor, 
ortalaması da yüzde 36" dedi. 
 
Kongre'deki iki partinin vergiler ve kamu harcamaları konusunda aylarca süren tartışmaları, 2 Ağustos'ta ülkenin temerrüde düşmesini son anda önleyecek bir anlaşmayla şimdilik noktalandı. 
 
Buffett, "Amerikan halkı, Kongre'nin ülkenin mali sorunlarını çözme yeteneğine duyduğu güvenini giderek kaybediyor. Bu kuşkunun umutsuzluğa dönüşmemesi, ancak acil, gerçek ve çok kapsamlı adımların atılmasıyla sağlanabilir" dedi. 
 
Buffett, zengin kesimden alınacak vergilerin yükseltilmesinin, yatırımlar üzerinde caydırıcı olmayacağını da savundu. 
 
Buffett, "Altmış yıldır yatırımcılarla çalışıyorum, bugüne kadar, hatta 1976-1977 yıllarında sermaye kazançlarından alınan vergilerin yüzde 39.9 olduğu dönemde bile, kimsenin olası kârdan alınacak vergi oranları yüzünden yatırımdan vazgeçtiğini görmedim. İnsan para 
kazanmak için yatırım yapar, olabilecek vergiler de kimseyi ürkütmez" dedi.

Borsa'da yabancı payı düştü


Yabancı yatırımcıların İMKB'deki payı, önceki haftaya göre düşerek yüzde 62,03'e geriledi


Yabancı yatırımcıların İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki (İMKB) payı, önceki haftaya göre düşerek yüzde 62,03'e geriledi.

Merkezi Kayıt Kuruluşu'nun (MKK) verilerine göre, 12 Ağustos 2011'de yabancıların hisse adedi bakımından borsadaki payı yüzde 46,08 olurken, piyasa değeri açısından payı ise yüzde 62,03 olarak gerçekleşti.

Yabancılar, bu tarih itibariyle 16 milyar 126 milyon 262 bin 961 adet ile toplam 84 milyar 385 milyon 781 bin 481 liralık hisseyi ellerinde bulundurdu.

Yabancıların 5 Ağustos 2011'de İMKB'deki payı yüzde 62,49 seviyesindeydi.

Şimşek: Elektrik dağıtım ihalelerinde sıra ikincilerde


Maliye Bakanı Şimşek, elektrik dağıtım ihalelerinde şimdi sıranın ikincilerde olduğunu belirtti


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, elektrik dağıtım özelleştirmelerinde şimdi sıranın ikincilerde olduğunu belirtti ve ''bu işe büyük önem veriyoruz. Bu süreci de hızlı bir şekilde sonuçlandırmak istiyoruz. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız. Gerekiyorsa da ihale sürecini yeniden başlatacağız'' dedi.

Batman ve Van'da temas ve incelemelerde bulunan Şimşek, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Maliye Bakanı, elektrik dağıtım özelleştirmeleriyle ilgili bir soru üzerine de, dağıtım özelleştirmelerinde geri adımın söz konusu olmadığını söyledi.

İhalelerde ilk sırada yer alan firmaların kendilerine verilen ek süre içinde de taahhütlerini yerine getiremediğine işaret eden Bakan Şimşek, bu firmaların teminatlarının yandığını ve gelir kaydedildiğini hatırlattı. Bu gelişmenin ardından ihalede ikinci en yüksek teklifi veren firmalar için bir imkan doğduğunu belirten Maliye Bakanı, şöyle konuştu:

''Şimdi sıra ikincilerde. Onların ne yapacağını bekliyoruz. İkinciler de yükümlülüklerine yerine getiremezse bu defa elektrik dağıtım şirketlerini üçüncü sırada bulunan firmalara, ortaklıklara teklif edeceğiz. Hükümet olarak özellikle elektrik dağıtım özelleştirmelerine, bu işe büyük önem veriyoruz. Enerji özelleştirmelerini yapısal bir reform olarak görüyoruz. Bu yapısal reformda da kararlıyız. Bu süreci de hızlı bir şekilde sonuçlandırmak istiyoruz. Bunun için de ne gerekiyorsa yapacağız. Gerekiyorsa da yeniden ihale sürecini başlatacağız. Enerji dağıtım özelleştirmelerinde geri adım yok. Strateji değişikliği de kesinlikle söz konusu değil.''

Bakan Şimşek, Başkent Doğalgazda yeni ihale sürecinin başladığını da ifade etti ve bu ihalenin de hızla tamamlanacağını belirtti. Şimşek, ''Piyasa şartlarını göz önüne alarak özelleştirmeler için ne gerekiyorsa yapacağız'' açıklamasında bulundu.

İsviçre frank için hedef belirlemeye çalışıyor


İsviçre'de hükümet ve merkez bankası, frank için hedef belirlemeye çalışıyor


SonntagsZeitung gazetesinde çıkan habere göre, İsviçre hükümeti ve İsviçre Merkez Bankası, frankın değer kazanmasını durdurmak için olası bir hedef belirleme konusunda "yoğun" görüşmeler yürütüyor.
Gazetede dün çıkan habere göre, planlar "hazır" ve İsviçre Merkez Bankası "önümüzdeki günlerde" frank için böyle bir hedef belirleyebilir. Haberde, müzakerelerin hükümetin rolü konusunda odaklandığı ve "uygun planın" 17 Ağustos'ta kabul edilebileceği kaydedildi. İsviçre Merkez Bankası sözcüsü Walter Meier konu hakkında yorumda bulunmaktan kaçındı.
Philipp Hildebrand başkanlığındaki İsviçre Merkez Bankası politika yapıcıları, yatırımcıları paralarını franka yöneltmekten caydıracak ve para biriminin euro karşısında parite (1 frank=1 euro) seviyesine yükselmesini önleyecek yollar bulmaya çalışıyor. Merkez Bankası para piyasasındaki likiditeyi arırıp faizi sıfır seviyesine düşürürken, Halkın Partisi'nden Hristiyan Demokratlara kadar parlamenterler, ekonomiyi korumak ve istihdam kayıplarını önlemek için daha sıkı tedbirleri destekledikleri yönünde işaretler veriyorlar.
Schneider Foreign Exchange Ltd.'nin Londra ofisinden piyasa analizi müdürü Stephen Gallo, "İsviçre Merkez Bankası fırtınaya karşı gidiyor" dedi ve "Merkez Bankası halen muhtemelen yeni bir müdahale turu için daha iyi bir giriş noktası ararken, frankın güçlenmesinin boyutunu sınırlama konusunda çok güç bir döneme girecek" yorumunda bulundu.
İsviçre frankı euro karşısında, Londra'da sabah saatlerinde 1.1404 seviyesinde işlem görüyordu. İsviçre para birimi euro karşısında 12 Ağsutos'ta 1.0075 ile rekor seviyeye yükselmişti. Dolar karşısında ise frank, yüzde 2.5 düşerek 79.74 santim seviyesine indi.

işsizin parasıyla dolara fren


İŞKUR son iki günde toplam 165 milyon dolarlık döviz satışı yaptı.


TL'deki değer kaybını sınırlamak için Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) da devreye girdi.
İŞKUR Genel Müdürü Mustafa Kemal Biçerli, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan son iki günde yaklaşık 165 milyon dolarlık döviz satışı yapıldığını belirterek, bunun, Merkez Bankası'nın isteği doğrultusunda değil fonun kârlılığının korunması amacıyla gerçekleştirildiğini bildirdi.
Biçerli, fonun kârlılığı korumak için zaman zaman ekonomik konjonktürü de takip ederek döviz satışı yaptıklarını söyledi.
Döviz satışına İŞKUR Yönetim Kurulu'nun karar verdiğini vurgulayan Biçerli, ''Kamuoyunda bu Merkez Bankası'nın desteklenmesi gibi algılanıyor. Merkez Bankası'nın isteği doğrultusunda böyle bir olay olmamıştır'' diye konuştu.

Piyasalar neden deprem yaşıyor?


Borsalar düşüyor, dolar çıkıyor, petrol düşüyor, altın rekor üstüne rekor kırıyor. Peki bu dalganın arkasında hangi nedenler yatıyor? 


Piyasalarda son günlerde adeta deprem yaşanıyor. Borsalar düşüyor, dolar yükseliyor, altın rekor kırıyor. Peki piyasalarda bu hareket neden yaşanıyor?
Piyasalar zaten aylardır Avrupa'yı saran borç kriziyle gerilim halindeydi. Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD'nin kredi notunun kırılması ise tüm yaşananlara adeta tuz biber ekti.
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's borç tavanının yükseltilmesiyle ilgili yaşanan kriz sonrası ilk kez ABD'nin notunu kırdı. Kredi notunun düşürülmesi o ülkenin borçlanma maliyetlerinin yükselmesi anlamına geliyor. Ama en önemlisi ABD'nin ilk kez karşılaştığı bu durum hisse senedi piyasaları için belirsizlik ortamı yaratıyor.

Avrupa'da devam eden borç kriziyle diken üstünde olan piyasalar notun düşmesine sert tepki verdi. Oluşan belirsizlik ortamı yatırımcıyı hisseleri satmaya, petrolden kaçmaya iterken, güvenli liman altına yönelim görüldü.
ABD DURGUNLUĞA MI GİDİYOR?

ABD ile ilgili sadece not kaygısı da yok. ABD ekonomisinden gelen veriler ekonomik zayıflığa işaret ediyor. Uzmanlar ABD ekonomisiyle ilgili çift dip uyarıları yapıyor. ABD'nin yeniden durgunluğa gireceğine yönelik beklenti piyasaların moralini bozuyor.

AVRUPA'NIN BİTMEK BİLMEYEN DERDİ

Gözler şu an ABD'nin üzerindeyken Avrupa'daki borç krizine yönelik kaygılar da hali hazırda sıcaklığını koruyor. Yunanistan, İrlanda ve Portekiz'den sonra İtalya ve İspanya'nın yüksek kamu borcu Avrupa'nın geleceği için endişe yaratıyor. Avrupa Merkez Bankası her ne kadar yatıştırıcı hamleler yapmaya çalışsa da politika yapıcılardan gerçekçi bir adım gelmiyor.

BİR KÖTÜ HABER DE ASYA'DAN

Piyasalardaki kayıbı tetikleyen bir diğer unsur da Asya'dan gelen haberler. Çin'de enflasyon yıllık bazda yüzde 6.5'le 37 ayın en yüksek düzeyine çıktı. Küresel likiditenin kötüleştiği bir durumda Çin'deki enflasyonun yükselmesinin hükümeti güç duruma soktuğu belirtiliyor.

İMKB NEDEN DÜŞTÜ?

İMKB'de ise geçtiğimiz hafta yurtdışından farklı olarak Merkez Bankası'nın adımları düşüşe neden oldu. Yurtdışındaki olumsuz havaya Merkez Bankası'nın aldığı kararlar eklenince yabancı çıkışı yaşandı. Dolar yükselirken, hisse senetlerinde düşüş görüldü.
Cari açığa ilişkin kaygılar da Türkiye'ye özgü neden olarak öne çıkıyor. Ancak İMKB pazartesiden bu yana Avrupa ve ABD hisse senedi piyasalarındaki seyri izliyor.

DOLAR NEDEN ARTTI?

Küresel piyasalardaki kayıplar ve riskli varlıklardan kaçınma eğilimi döviz piyasasında kendisini satış olarak gösteriyor. Riskin artması nedeniyle yatırımcılar dolar alıp çıkıyor. Bu da Türk Lirası'nın değerini yitirmesine neden oluyor.

ALTIN NEDEN REKOR KIRIYOR?

Küresel piyasalarda yaşanan bozulma ile 'güvenli liman' niteliğindeki altına talep artınca fiyatlar da rekor üstüne rekor kırdı. Piyasalarda belirsizliğin olduğu ortamda altının yükselmesi şaşırtan bir durum değil. Yatırımcılar, piyasalardaki sıkıntılı atmosfer nedeniyle güvenli yatırım aracı olarak altına yönelmeyi tercih ediyor.

PETROL NEDEN DÜŞÜYOR?

Hisse senedi piyasalarındaki düşüş büyümeye sekte vuracağı için petrole olan talep de azalıyor. Özellikle ABD'ye yönelik kaygılar petrol piyasasında fiyatların yönünü aşağı çeviriyor.

HİSSE SENETLERİ 11 AYIN EN DÜŞÜĞÜNDE

Son iki gündür hızlanan satış dalgasıyla küresel hisse senedi fiyatları Mayıs'tan beri yüzde 20 düşerek 11 ayın en düşük düzeyine geriledi.

HİSSELER 10 GÜNDÜR ERİYOR

Tüm ülkelerin hisse senetlerini kapsayan MSCI endeksi bugün yüzde 2 düşerek Eylül 2010'dan beri en düşük düzeye geriledi. Endeks 10 gündür art arda düşüyor.

SORUNUN ADI: BELİRSİZLİK

Piyasalardaki derin düşüşün nedeninin aslında 'belirsizlik' olduğu söylenebilir. Kimse ABD'nin ya da Avrupa'nın üç ay sonraki durumu hakkında yorum yapamıyor.

"(KÜRESEL EKONOMİK GELİŞMELER) 2 VE 4 AĞUSTOS'A GÖRE DAHA İYİ GÖRÜYORUM. BİRAZ DAHA OLUMLU GELİŞMELER VAR" BAŞÇI


Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, bugün açıklanan Mayıs dönemine ilişkin yüzde 9,4'lük işsizlik oranını değerlendirirken, ''Mevsimsel tarafı olan bir gelişme. Mevsimsellikten arındırılmış serinin yatay seyrettiğine, hatta yüzde 10,1'den yüzde 10,3'e hafif yükseldiğine işaret ediyor'' dedi.
 
Bu durumun, döneme ilişkin Merkez Bankasının öngörüsüyle uyumlu olduğunu kaydeden Başçı, işsizlikte ''hafif toparlanma beklediklerini'' dile getirdi.
 
Enflasyonun yıl sonunda yüzde 5,5 hedefinin bir miktar üzerinde olacağını belirten Başçı, en son enflasyon raporunda, enflasyon tahminini orta noktası yüzde 6,9 olarak yaptıklarını anımsattı ve ''Bugün sorsanız yüzde 6-7 arasında bir rakam söyleriz'' dedi.
 
Küresel ekonomik gelişmelerle ilgili iyimser bir tablo çizen Başçı, ''2 ve 4 Ağustos'a göre daha iyi görüyorum. Biraz daha olumlu gelişmeler var'' görüşünü bildirdi. Başçı, Avrupa Merkez Bankasının ne kadar tahvil aldığı açıklaması ve yarınki Merkel-Sarkozy görüşmesinden çıkacak sonuçları dikkatle takip ettiklerini de söyledi.
     
         -''İŞSİZLİKTE HAFİF TOPARLANMA BEKLİYORUZ''-
         
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, CNN Türk canlı yayınında soruları yanıtladı.
 
Mayıs dönemi işsizliğinin yüzde 9,4'e gerilemesinin yapısal mı yoksa mevsimsel bir gelişme mi olduğu yönündeki soru üzerine Başçı, ''Tabii o mevsimsel tarafı olan bir gelişme. Bahar aylarında, Mayıs ayında, bunu arındırarak bakmak lazım. Mevsimsellikten arındırılmış serinin yatay seyrettiğine, hatta yüzde 10,1 seviyesinden yüzde 10,3 seviyesine hafif yükseldiğine işaret ediyor'' dedi.
 
Bu durumun, Banka olarak ikinci çeyrekle ilgili görüşlerine uyumlu olduğunu belirten Başçı, ''İkinci çeyrekte yatay bekliyoruz demiştik, istihdam, Mayıs ayında Nisan'a göre yatay seyrediyor. Ama bunun hafif toparlanmasını bekliyoruz'' görüşünü bildirdi.
 
Başçı, kış aylarına ilişkin öngörüsünün sorulması üzerine de bu konuda henüz yorum yapmak istemediğini, ekim, kasım, aralık dönemindeki gelişmelerin önem taşıdığını söyledi. Bu dönemde Avrupa'da neler olacağı, Türkiye'nin nasıl tepki vereceğinin son çeyreği belirleyeceğini ifade eden Başçı, ''Son çeyrekle ilgili biz şu anda aşağı yönlü riskleri minimize etmeye çalışıyoruz'' dedi.
      
         -2012 ENFLASYONU ÖNEMLİ...-
         
Bir soru üzerine Merkez Bankası için fiyat istikrarının temel önceliği koruduğunu belirten Başçı, ''Enflasyonu biz bu yılın sonunda yüzde 5,5 olan hedefin bir miktar üzerinde bekliyoruz. En son enflasyon raporunda yüzde 6,9 olarak koymuştuk. Bugün sorsanız yüzde 6-7 arasında bir rakam söyleriz'' şeklinde konuştu.
 
Enflasyonu etkileyen çok farklı faktörler bulunduğunu, bunları gözden geçireceklerini ifade eden Başçı, asıl önemli noktanın 2012 enflasyonu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''2012'de ne olacak diye sorduğunuzda, bu şok, reel etkileri olan bir şoka dönüşecek ama kısmi olabilir, az olabilir reel etkisi Avrupa'da. Çözümün erken ya da geç olmasına bağlı olarak dış talep üzerinde biraz daha fazla olabilir. O, 2012 enflasyonu üzerinde aşağı yönlü risk oluşturuyor. Biz yüzde 5 civarında bir rakam beklerken, yüzde 5'in altında olma ihtimaline işaret ediyor.
 
Bizim buna karşı hemen harekete geçmemiz lazım. Çünkü bugün para politikası kararını alıyorsunuz, önümüzdeki 3 ay, 6 ay aktiviteyi etkiliyor. Yani reel bir daraltıcı şok varsa o daraltıcı şoku bertaraf ediyor. Oradaki gecikme, 1 ila 2-3 çeyrek. Oradan enflasyona geçiş 1 ila 2 yıl sürebiliyor. 1 ila 2 yıl sonraki enflasyon, hedefin haddinden fazla altındaysa onun tedbirini şimdiden almak zorundasınız. O anlamda bir çelişki yok.''
 
Merkez Bankalarının gelecek 1-2 yıllık enflasyona bakarak karar almak zorunda olduklarını vurgulayan Başçı, ''Bir yerde piyasanın, analistlerin, ekonomistlerin anlamadığı da bu. Onlar geçen senenin büyüme rakamlarına bakarak karar vermeye çalışıyorlar, biz 'gelecekte ne olabilir, buna karşı nasıl tedbir alabiliriz' şeklinde karar vermeye çalışıyoruz. İletişim zorluğunun bir kısmı da bundan kaynaklanıyor'' dedi.
 
Merkez Bankasının 2012 için öngördüğü risklere yönelik soru üzerine Başçı, bu konudaki değerlendirme için biraz daha zamana ihtiyaçları olduğunu söyledi ve Ekim ayında yayımlanacak Enflasyon Raporu'nda riskleri tartışacaklarını kaydetti.
         
         -''BİRAZ DAHA OLUMLU GELİŞMELER VAR''-
         
 Küresel ekonomideki gelişmelerle ilgili ''iyimser olduğu'' yönündeki kanaate karşılık Erdem Başçı, 4 Ağustos'taki Para Politikası Kurulu ara toplantısı için 2 Ağustos'ta çağrıya çıktığına işaret etti ve ''2 ve 4 Ağustos'a göre daha iyi görüyorum. Biraz daha olumlu gelişmeler var. Önümüzdeki günlerde izleyeceğiz, iyiye mi gidiyor, kötüye mi gidiyor göreceğiz'' dedi.
 
Başçı iki veriyi merakla beklediklerini kaydederek, ''Birisi Avrupa Merkez Bankası ne kadar tahvil satın aldı. İkincisi de yarın Merkel-Sarkozy görüşmesinden ne gibi bir açıklama, sonuç çıkacak. Bu ikisini izlemek gerekiyor'' şeklinde konuştu.

Kaynak: AA

Rum Kesimi'nin kredi notu düştü


Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Kıbrıs Rum Kesimi'nin kredi notunu indirdi.


Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Yunanistan'ın ardından Kıbrıs Rum Kesimi’nin kredi notunu da iki basamak düşürdü.
Fitch, Rum Kesimi'nin kredi notunu ‘A-’den ‘BBB’ye çektiğini ve görünümün negatif olduğunu duyurdu. ‘BBB’den iki basamak daha düşmesi halinde Rum Kesimi'nin tahvilleri ‘değersiz’statüsünde sayılacak.
Fitch, "Rum Yönetimi’nin borç ödemelerini gerçekleştirmek için yeni fonlar bulmakta zorlanacağı" beklentisiyle böyle bir karar alındığını duyurdu.

Özellikle Yunanistan'daki krizin, Kıbrıs Rum Yönetimi’ne olumsuz yansıdığı, Rum bankaların Yunanistan'a açtığı kredileri geri alamama durumunun bulunduğu kaydedildi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's de geçen ay Kıbrıs Rum kesiminin ‘A2’ olan kredi notunu iki basamak düşürerek ‘Baa1’e indirmişti.

SPK'dan açığa satışa inceleme


SPK, mevzuat hükümlerine uyulmaksızın gerçekleştirilen açığa satış işlemleri ile ilgili 
inceleme başlattı

Sermaye Piyasası Kurulu'ndan (SPK) yapılan yazılı açıklamada, son günlerde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Hisse Senetleri Piyasası'nda ve Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası'nda (VOB) yaşanan dalgalanmalara ilişkin olarak, sermaye piyasası suçlarına ilişkin yürütülen gözetim ve denetim faaliyetlerinin yanı sıra kurul tarafından mevzuat hükümlerine uyulmaksızın gerçekleştirilen açığa satış işlemleri ile ilgili incelemeler başlatıldığı bildirildi.
Açıklamada, ''Bu çerçevede gün içerisinde sahip olunmayan kıymetlerin satışı ile yeterli özkaynak oranına sahip olunmadan, açığa satış tuşu kullanılmadan ve mevzuattaki diğer hükümlere uyulmadan yapılan işlemlerin tespit edilmesi durumunda, bu işlemlerin taraflarının ağır bir şekilde cezalandırılması söz konusu olacaktır'' denildi.

Açıklamada, ayrıca Seri: V, No: 65 Sayılı Sermaye Piyasası Araçlarının Kredili Alım, Açığa Satış ve Ödünç Alma ve Verme İşlemleri Hakkında Tebliğde yapılan değişiklikle, açığa satış işlemleri için başlangıçta bulundurulması gereken asgari özkaynak oranının yüzde 50'den yüzde 70'e çıkarıldığı, açığa satış işlemlerinin devamı süresince bulundurulması gereken asgari özkaynak oranının ise bu aşamada yüzde 35 olarak muhafaza edildiği kaydedildi.

Asyalı banka Fransız bankalara krediyi kesti


Asya'da bir banka Fransa'nın büyük bankalarına kredi kanalını kapattı.


Piyasaların gözü Fransa'nın üzerindeyken gelen bir haber kaygıları perçinledi.
Bankacılık sektöründen bazı kaynaklar, Asya'da bir bankanın Fransa'nın büyük bankalarına kredi kanalını kapattığını, diğer beş bankanın ise işlem ve karşı taraf risklerini gözden geçirdiklerini bildirdi.
Dün kredi derecelendirme kuruluşlarına yalanlanmasına rağmen Fransa'nın AAA olan kredi notunu kaybedebileceğine dair endişeler Avrupa'daki CDS'leri 2008'deki kredi sıkışıklığından beri en geniş duruma getirdi.
Asya'daki altı bankadan kaynaklar, risk algısındaki sert bozulma ve Fransız bankalarının hisselerindeki sert düşüş nedeniyle Asya'daki bazı bankaların karşı taraf riski değerlendirmelerini hızlandırmalarına ve Avrupalı bankaları dolayısıyla maruz kaldıkları riskleri azaltmalarına yol açtığını belirtti. Fransız bankası BNP Paribas'a mensup bir sözcü, Asya'daki bankaların attığı adımlar hakkındaki sorulara "Piyasadaki söylentilere yanıt vermeyiz" cevabını verdi.
Societe Generale sözcüsü konu hakkında açıklamada bulunmadı, bilançosunu Ağustos sonunda açıklayacak olan Credit Agricole sözcüsü ise bankanın açıklama yapmayacağını belirtti.
Aralarında risk denetim yetkilileri, üst düzey işlemciler ve kredi yetkililerin bulunduğu kaynaklar ve bankalar isimlerinin açıklanmasını istemedi.
Asya merkezli büyük bir bankanın Singapur'daki hazine risk yönetimi birimi başkanı, maruz kalabilecekleri karşı taraf riski nedeniyle büyük Fransız bankalarına kredi kanallarını kestiklerini söyledi.
"Kestik. Sınırlar sistemden çıkartıldı. Her talep ayrı ayrı incelenerek onaylanacak" diyen kaynak Fransız bankalarının isimlerini söylemedi. Societe Generale, dün hisselerinin yüzde 21'e kadar değer kaybetmesinin ardından yaptığı açıklamada mali sağlığı konusundaki söylentileri yalanlamıştı.
Bankanın hisseleri yalanlamaya rağmen günü yüzde 15 kayıpla kapattı. Singapur'daki üst düzey bir kredi işlemcisi ise bankaların hisselerindeki keskin düşüşler sonrasında risk yönetimi sorumlularının otomatik olarak söz konusu bankalar nedeniyle maruz kalınan riski gözden geçirdiklerini ifade etti.

Avrupa'da dört ülkede 'açık' yasak


Fransa, İtalya, İspanya ve Belçika'da açığa satış yasaklandı.

AB piyasa denetçisi, piyasaların karışık olduğu bir dönemde Fransa, İtalya, İspanya ve Belçika'nın açığa satış yapılmasını yasakladığını bildirdi.
AB denetleme otoritesi ESMA'dan yapılan açıklamada, dört ülkenin açığa satışla ilgili bir açıklama yaptıkları ve yeni yasaklarla ilgili kısa sürede açıklama yapacakları belirtildi.
Açığa satış, ''kar sağlamak amacıyla bir hisse senedini satmak ve onu daha düşük bir fiyatla geri satın almak'' anlamına geliyor.
Açığa satış:  Açığa satış işlemi, sahip olunmayan sermaye piyasası araçlarının satılmasını ya da satışa ilişkin emrin verilmesini ifade eder.
Kaynak: AA

Dövizi frenlemek için bir hamle daha


Merkez Bankası döviz satım ihalesinde tutarı 100 milyon dolar olarak belirledi.


Merkez Bankası bugün düzenleyeceği döviz satım ihalesinde ihale tutarını 100 milyon dolar olarak belirledi.
Merkez Bankası, 5 Ağustos'tan itibaren gerek gördüğü günlerde döviz satım ihaleleri yoluyla piyasaya döviz likiditesi sağlayacağını bildirmişti.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, bugün yaptığı yazılı açıklamada ise "Önümüzdeki günlerde gerekli görülmesi halinde günlük döviz satış ihale tutarları kademeli olarak artırılabilecektir" dedi.
Merkez Bankası 5 Ağustos'taki ilk döviz satım ihalesinde tutarı 50 milyon dolar, bu hafta her gün açılan ihalelerde ise sırasıyla 60 milyon dolar, 70 milyon dolar, 60 milyon dolar ve 50 milyon dolar olarak belirlemişti.
Merkez Bankası'nin dün itibarıyla döviz satım ihaleleri ile sattığı tutar 290 milyon dolar oldu.
Merkez Bankası'nın açıklaması sonrası dolar 1,78'in altına geriledi.